Özgül fobi belli bir nesneden, durumdan ya da hayvandan aşırı korku duymak ve aşırı, mantıksız bir kaçınma isteğine sahip olmaktır. Birçok kişinin bir nesneye veya bir duruma karşı bir korkusu olabilir fakat bu korkunun fobi olarak tanımlanması için kişinin yaşadığı korkudan rahatsız olması ve yaşadığı korkunun kişinin gündelik hayatını engellemesi gerekir. Örneğin bir insanın örümcek korkusu olabilir. Ama örümceklerle çok karşılaşmadığı için veya bu korkusu onu rahatsız etmediği için bu fobi sayılmayabilir. Bir diğer yandan eğer kişi örümcek korkusu yüzünden yeşillik alanlara gitmiyorsa, çiçeklere dokunamıyorsa veya geceleri örümcek korkusu yüzünden uyuyamıyorsa o zaman o kişinin örümcek fobisi olmak üzere özgül bir fobisi vardır.
Özgül Fobinin Tipleri
•Hayvan Tipi: Korkuyu hayvanlar ya da böcekler başlatır.
•Doğal Çevre Tipi: Korkuyu fırtına, su, yükseklik, gök gürültüsü, karanlık gibi etkenler başlatır.
•Kan-Enjeksiyon-Yara Tipi: Korkuyu, kan görmek ya da iğne yapılması gibi tıbbi işlemler başlatır. Diğer fobilerden değişik olarak bayılma söz konusu olabilir.
•Durumsal Tip: Korkuyu araba, uçak, asansör, köprü, kapalı yerler gibi belirli durumlar başlatır.
•Diğer Tip: Korkuyu yukarıdaki tiplere girmeyen diğer olaylar başlatır. Yutkunma, balon, palyaço, hastalık korkuları bu tipe örnek olabilir.
Özgül Fobilerin Nedenleri
•Klasik Koşullanma: Normalde korku uyandırmayan bir durum/nesnenin travmatik bir olayla birleşerek korku duymaya yol açması
•Model alma: Kişinin bir diğerinin (örneğin anne/ babasının) tepkilerinden korkmayı öğrenmesi
•Travma: Kişinin hoşa gitmeyen veya hasar verici bir deneyimi olması
•Kurbanla Özdeşleşme: Kişinin gözlediği bir olayda sanki kendini kurban yerine koyarak korku yaşaması
•Yargısal yanlılık: Kişinin korktuğu durum/nesneden uzaklaştığı zaman zararsız olduğuna inanması
•Dikkat Yanlılığı: Tehdit olarak görülen durum/nesnelere yoğun dikkat gösterilmesi
•Hazır olma: Evrimsel olarak insanların bazı nesne (yılan gibi) ve durumlardan korkmaya yatkın olması
Özgül Fobinin İşleyişi
Fobisi olan kişiler korktukları durum/nesneyi, karşılaşacakları sıkıntıyı, kısaca tehlikeyi gerçekte olduğundan daha büyük algılarlar. Olabilecekleri gerçekte olabileceğin-den daha kötü olarak düşünürler, canlandırırlar.
Aynı zamanda korktukları nesne ya da durumla başa çıkma becerilerini azımsarlar, daha düşük görürler. Bu durumla ya da nesneyle karşılaşırlarsa başa çıkamayacaklarını düşünürler. Dolayısıyla korkulan nesne veya durumdan kaçınırlar. Fakat bu kaçınma korkuyu sürdüren etkenlerdendir. Kaçındığımızda ve korkuyla yüzleşemediğimizde o korku bizimle yaşar hale gelir. Yaşanan korku bir kısır döngü içerisinde tekrarlanır.
Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.